Her dinlediğimde kendimden bir şeyler bulabildiğim ve zamanla en sevdiğim gruplardan biri haline gelen, yakın zamanda da ülkemizde konser veren Alcest hakkında uzun zamandır bir şeyler yazmak istiyordum. Tür olarak post-black metal diyebileceğimiz grup, 2000 yılında Fransa'nın Bagnols-sur-Cèze şehrinde Neige'in solo black metal projesi olarak başlıyor. 2009 yılında Les Discrets grubunun davulcusu Winterhalter'ın gruba katılmasıyla günümüzdeki halini alıyor.
Bu yazıda ise Les Voyages de l'âme albümünden sonraki en sevdiğim albüm olan Spiritual Instinct'i ele almak istiyorum, Neige'in bu albüm hakkında söyledikleri bence Alcest'in genel vizyonu ve müziği hakkında bizi fikir sahibi yapıyor.
Öncelikle albüm kapakları ilgimi çektiği ve albümün ruhunu yansıttığını düşündüğüm için, bu konu hakkında "heaviestofart" sitesinde Neige ile yapılan yapılan röportajı çevirdim:
Görsellik her zaman grubunuzun genel karakterinin ve kişisel ilhamınızın bir yansıması oldu.
Spiritual Instinct albümü için yapılan kapak çalışmasının müzikle iç içe olması sizin için ne kadar önemliydi?
Neige:
Kapaktaki sphinxe baktım ve "İşte albüm kapağı bu olmalı, gizemli ve merak uyandırıcı, tıpkı "spiritual instinct (ruhsal içgüdü)"in benim için temsil ettikleri gibi." dedim. Bir bakıma minimal. Çok karanlık ve sadece merkezde bir karakter var, ama bunun çok şık göründüğünü düşündüm. Diğer albüm kapaklarımızın çoğu fazla detay içeriyor, o yüzden bu diğerlerinden daha farklı oldu.
Dinleyiciyi kendi içine döndürüp düşündüren bir albüm. Komik çünkü insanlar bana "Bu sefer seni etkileyen ne oldu? Bahar mı? Gece mi? Deniz mi? Yoksa Kodama albümünde olduğu gibi Japonya mıydı?" diye soruyor. Bu seferki fazlasıyla içe dönük bir albüm. Bu yüzden renksiz. Ortasında sphinx olan, karanlık mavi renk şemasına sahip, biraz boş bir tasarıma sahip.
Albümdeki Protection parçasını dinlerken Spiritual Instinct'in karanlığı engellemek için bireyin içindeki ateşi dizginleyen, zaferlerle dolu bir albüm olduğunu anlayabiliyorum. Albümün sözlerinin ne kadarı senin içindeki şeytanların ve bir birey ve müzisyen olarak başardıklarının sonucu?
Neige:
İlk defa kendime içimdeki karanlığın büyük bir kısmını müziğime katmak için izin verdim. Genelde Alcest'i dünyevi sorunlarımdan uzak tutmaya çalışıyorum ama Kodama albümünü tanıtmak için yaptığımız çok uzun bir turdan dönüyordum. Yaklaşık 3 sene sürdü sanırım.
Gerçekten bitkin bir haldeydim ve kendimden soyutlanmak üzereydim. Spiritüellik çocukluğumdan beri hayatımın çok önemli bir parçası oldu ve tura çıkmak Alcest gibi bir grup için bile insanların düşündüğü kadar sanatsal ve spiritüel bir şey değil. İşe gitmek gibi bir şey. Bunu günlerce veya bazen yıllarca yaptıktan sonra sahiden bir birey olarak değişebilirsiniz. Evinizde yapmayı sevdiğiniz ve sizi siz yapan şeyleri yapamıyorsunuz, bu nedenle adeta kendinizi kaybediyorsunuz.
Kodama'dan sonra sıra yeni bir şarkı yazmaya geldiğinde, ortaya çıkan parça oldukça karanlık oldu. Uzun zamandır böyle olmamıştı. Bu albümle birlikte ifade etmek istediklerim buydu. Spiritüellik hayatımın bu noktasında gerçekten özlediğim ve benim için içgüdüsel olan bir kavram. "İçgüdü" kelimesini kullanmak istedim çünkü spiritüellik benim parçam olan ve ihtiyacım olan bir şey, tıpkı yemek yemek ve nefes almak gibi. Biraz sarsıcı bir şekilde spiritüelliğe geri dönmek gibi oldu.
Klişe olsa da spiritüel bir yolculukta büyümek ve gelişmek istiyorsanız karanlık tarafınızı kucaklamalısınız. Bu önceden yapmaya pek alışkın olmadığım bir şeydi. Bu kaygı ve zorluk o kadar büyüdü ki artık bununla yüzleşmekten başka seçeneğim kalmadı.
"Protection" hakkında konuşman komik çünkü aklıma daha önce düşünmediğim bir şey getirdi. (Albüm kapağındaki) Sphinx bir çeşit spiritüel nöbetçi veya bir tür koruyucu olabilir. Bu da parçaya böyle bağlanabilir.
Sıradaki sorular metalinsider.net sitesindeki röportajdan alınmıştır.
Bu albüm hakkında konuşurken, insanların kendilerinin daha iyi versiyonu olmaları için kendi şeytanlarıyla yüzleşmeleri gerektiğini belirttin. Bir çok kişi bu konuda zorluk yaşıyor ve bu durumu müziğin aracılığıyla ifade ettiğini hissediyorum. Bunun hakkında biraz daha konuşabilir miyiz?
Neige:
Kolay değil, özellikle spiritüel bir yolculuğa çıkıyorsan. Her şeyin aydınlık olup iyiye gideceğini ve hayatın çok güzel olduğunu falan düşünürsün. Ama aslında insanların ve her şeyin her zaman karanlık yanları vardır. Hepimizin bu yanı var. Kimse tek bir şey olamaz. Çok karmaşığız. Dediğim gibi, kendi kişiliğimizin pek çok farklı yanı var. Ve bir birey olarak büyüyüp gelişmek istiyorsan spiritüel olmak zorunda değil. Sadece etrafındaki insanlar için daha iyi bir insan olmak bile olabilir bu. İlk önce kendine karşı tamamen dürüst olmalısın. Öncelikle cesaretin olmalı, çünkü aynadaki gerçek kendini görmek için çok fazla cesaret gerekli.
Evet, kolay değil, bir başka riski de çok eleştirel olmak. Çünkü biliyorum ki zaman zaman kendimi çok katı biçimde eleştirebiliyorum. Düşük özgüvene sahibim, bu da karanlık yanımın bir parçası. Yani özgüvenimin düşük olduğunun bilincinde olmaya çalışıyorum, böylece kendime karşı nazik olmayı geliştirmeyi deniyorum. Kısacası, yüzeye çıkarmak zorunda olduğunuz şeyler çok hoş değil. Albüm de bunun hakkında, fakat yolculuğun sonu ise bence daha aydınlık, çok daha parlak. Amaç gelişmek.
Bu albüm spiritüel ve kendi içine dönük bir yolculuk olduğuna göre, doğayla arandaki spiritüel ilişkiyi anlatır mısın?
Neige:
Doğa elbette ki spiritüelliğin bir parçası. Her şey çocukluğumdan başladı sanırım. Spiritüel bir deneyim yaşadım, bu yönden şanslıyım çünkü bu deneyim okuyabileceğiniz herhangi bir kitaptan veya herhangi bir dinden, her şeyden daha kıymetli. Bir şeyleri kendi kendinize deneyimlemek en iyisi. Bu şekilde bu konularla ilgilenir oldum.
Bu yürümeniz gereken uzun ve bireysel bir yol ve sorularınıza bir cevap bulamayacaksınız. Çünkü din gibi değil, hiçbir şey bir kitapta yazılı halde değil. Birisinin size hayatınızda neyi yapmanız gerektiğiyle ilgili veya neye inanmanız gerektiği hakkında konuşmasını dinlemeyeceksiniz. Spiritüellikte cevapları kendiniz bulmalısınız. Bu daha zor bir yol çünkü belki bir cevap bulamayacaksınız. Ama bence bu daha gerçekçi çünkü "Tanrının doğasını biliyorum, yaşamın anlamını biliyorum ve şunun bunun ne olduğunu biliyorum." diyen bazı insanlar var, bence tanrının ne olduğunu biliyormuş gibi davranmak cüretkarca. Sen hayatın ne olduğunu biliyorsun. Spiritüellik ayrıca gerçekten mütevazı olmak ve belki cevaplarınızı bulamayacağınızı kabul edip yine de kimseyi dinlemeyecek kadar cesaretiniz olduğunun farkında olmak, ayrıca hislerinizi ve içgüdülerinizi dinlemektir. Örneğin bir kaç yıldır meditasyon ve yogaya merak sardım, ve bu tarz şeyler sizi içinize bakmaya zorluyor. İçinizdeki kişiye bakıyorsunuz, dışarıdan görünene değil. Bu ayrıca daha spiritüel bir şeye ulaşmak için çok iyi.
Doğaya gelecek olursak, bence doğa bu tarz şeylerle bağlantı kurmak için harika bir yol çünkü tıpkı dindar bir insanın kiliseye gitmesi gibi. Daha yüksek bir şeyle etkileşimde olmaları için bir yere ihtiyaç duyuyorlar. Doğa bu görevi üstleniyor. Ormanda ya da deniz kenarında olup düşüncelere dalabilirsiniz, bu size iyi gelir. Kendiniz gibi hissedersiniz ve belki hayatın daha yüksek bir perspektifine sahip olursunuz. Belki aydınlanırsınız ve bu iyi bir şey. Benim için, doğa kendi dünyamız ve hayatın varolan evreninin ötesindeki köprü.
Bence yukarıda Neige'in anlattıkları cidden değerli ve grubun müziği hakkında da bilgilendirici. Ben çevirirken keyif aldım, umarım siz de okurken alırsınız. Bunun üzerine Spiritual Instinct'i baştan sona dinlemenizi tavsiye ederim!
Comments