Bir zamanların rekor kıran, hepimizin yolunun bir kere düştüğü ama çoğumuzun bir kere dinleyince bırakamadığı bir şarkıyı inceleyeceğiz bugün; Bring me to Life...
Herkesin hayatında zor geçen, bazen yaşamayı bile istemediği zamanlar vardır. Herkesten, her şeyden kaçmak isteriz. Bazen o kadar çok bunu isteriz ki yavaş yavaş insanlarla aramıza duvarlar örmeye başlar, kendimizi gene kendimizin oluşturduğu bir kafese yavaş yavaş kapatırız. Ama dışarı asla ama asla bunu belli etmeyiz. Her zaman güleriz, her zaman mutlu davranırız ya da en azından bir şey olmadığını söyleriz. Bu bizim kendi oluşturduğumuz koruma mekanizmamızdır. Çünkü her şeyden kaçışın anca bu şekilde olacağını düşünürüz. Sonrasında küçücük bir soru gelir: Mutlu musun? İşte o an her şey değişir.
Grubun vokalisti Amy'de aynı bu anlattığım dönemden geçerken kocasının, bir kafede otururken sorduğu bu soru karşısında gerçeklerle yüzleşir. Hatta bu soru karşısında şu sözleri demiştir: Bu soru gerçekten hiç beklemediğim bir anda beklemediğim bir şekilde gelmişti. Kendimi çok korumasız hissetmiştim. Bir yandan da bu korumasızlık beni anladığı için iyi hissettirmişti.
How can you see into my eyes like open doors?
Leading you down into my core where I've become so numb
Without a soul (soul), my spirit's sleeping somewhere cold
Until you find it there and lead it back home
Hepimizin aslında bu dönemlerde beklediği şey belkide budur değil mi? Ne kadar yalnız kalmak istesek, herkesten uzaklaşmak istesek bile bazen sadece bir kişinin bizi görmesini isteriz. Görüp, bizi kendi karanlığımızdan çekip kurtarmasını bekleriz...
Wake me up inside
(I can't wake up) wake me up inside
(Save me) call my name and save me from the dark
(Wake me up) bid my blood to run
(I can't wake up) before I come undone
(Save me) save me from the nothing I've become
O kişinin belki tek bir sorusu bile bu yalnızlığımızı hafifletmeye yeter, kendi gerçekliğimize dönmemize yardım eder. Sanki bir bakışla bile resmen açık bir kapı varmışçasına içimizi görür, yaşadığımız düşündüğümüz her şeyi anlar ve yavaş yavaş elimizden tutup o karanlıktan bizi çekip çıkarmaya başlar.
Frozen inside without your touch, without your love
Darling, only you are the life among the dead
All this time, I can't believe I couldn't see
Kept in the dark, but you were there in front of me
I've been sleeping a thousand years, it seems
Got to open my eyes to everything
Without a thought, without a voice, without a soul
Don't let me die here, there must be something more
Bring me to life
Bugünlük benden bu kadar.
Müzikle kalın...
Comentarios