Gojira vokalisti Joe Duplantier yakın zamanda verdiği bir röportajda Gojira'dan önce kurduğu gruplardan ve şarkı söylemeye nasıl başladığından bahsetti. Müzik hayatına ergenlik yıllarında başlayan vokalist, röportajda metale olan sevdasını ilk 14 yaşında fark ettiğini söyledi. Ardından, ilk grubunu nasıl kurduğunu anlattı:
"Aynı yıl (14 yaşındayken), o yılın yazından hemen sonra, (metal müziğe) o kadar bağlanmıştım ki okulun ilk gününde metal tişörtü giyen bir çocuk görüp yanına gidip 'Hey, metal dinliyor musun? Benimle grup kurmak ister misin?' demiştim. İlk gün değil de birkaç gün sonra, yeni arkadaşlar edindim ve bazılarının metalhead olduğunu ve bazılarının olmadığını fark ettim. Bunun için bir terim olduğunu bile bilmiyordum."
"Sonra grubu kurduk ve ben hemen dört, beş şarkı yazdım. İlk şarkımı bir çocuğun evine provaya giderken otobüste yazdım. Evinde davul seti vardı. Ben ise provaya klasik gitarımı götürüyordum çünkü elimde olan tek şey buydu. Oraya giderken bir şarkı yazdım."
Gojira ismini almadan önce grup müzik hayatına Godzilla adıyla başlamıştı ve bir yıl arayla iki EP bile kaydetmişti.
Öğrendik ki, Godzilla'dan önce vokalist iki grup daha kurmuş, hatta bu iki gruptan birisi Duplantier'in şarkı söyleme kariyerinin başlangıcı olmuş.
İlk şarkılarını yazma sürecinin Gojira ve Godzilla'dan önce olup olmadığı sorulunca Duplantier, kurduğu ilk iki grubun isimlerini de açıklayarak şunları söyledi:
"Ondan önceydi, ve grup sadece bir sene ayakta kaldı, sadece prova yapıyorduk. O grupla hiç canlı çalmadık. Eclipse. Bir sonraki sene, başka bir grup kurdum, adı P4'du, Fransızcada P-quatra. Thrash ve punk karışımıydı."
Şarkı söylemeye başkalarını taklit ederek başlayıp sonrasında mı kendine ait bir tarz edindiği sorulunca ise kendisinden şu şekilde bir cevap geldi:
"Şarkı söylemeye ikinci grubumun vokalisti konsere gelemediğinde başladım. Sadece geri vokal yapıyordum çünkü şarkıları çoğunlukla bu grup için yazıyordum. Sözleri ben yazıyordum falan, her şeye bayağı dahildim ama şarkı söylemiyordum. Şarkı söylemeye ilgim yoktu, sadece gitar çalmak istiyordum. Ama bir gün, vokalistimizin başka işleri çıktı ve konsere gelemedi, o yüzden bütün konser şarkıları ben söyledim. Felaketti."
Kötü konserler her yeni grubun baş ağrısıdır. Tıpkı her yeni başlayan grup gibi, Duplantier de bu durumdan muzdaripti. İlk konseri sonrasındaki hislerini şu sözlerle anlattı:
"Konserden sonra eve dönerken konseri bir kasete kaydettik, sonra o kaseti kaybettik. O zamanki en yakın arkadaşım araba sürerken bir yandan konseri dinliyorduk ve arkadaşım performansımın kötülüğüne çok güldü. Vokallerim ve miks de çok gürültülüydü çünkü direkt ses tahtasından geliyordu, o yüzden tam orada olduğu gibiydi."
"İlk başta güldüğü için çok alınmıştım ama sonra ben de gülmeye başladım, sonra bir bakmışız ki bütün konseri üç defa dinlemişiz. Gülmekten ölüyorduk. Kendine gülebilmek iyi bir şey."
Röportajın tamamını aşağıdan dinleyebilirsiniz.