Pentagram’ın Hikayesi İspanya'ya Taşındı
- Ceren Ordu
- 2 gün önce
- 2 dakikada okunur
Pentagram’ın Türkiye’de metal müzik sahnesine kazandırdığı özgün müzikal kimliği, bu kez akademik bir bağlamda mercek altına alındı. 3-6 Haziran 2025 tarihleri arasında İspanya’nın Sevilla kentinde düzenlenen 7. Uluslararası Metal Müzik Çalışmaları Konferansı’nda, Ege Üniversitesi Amerikan Kültürü ve Edebiyatı Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Melis Mülazımoğlu, grubun müzikal ve kültürel dönüşümünü odağına alan bir sunum gerçekleştirdi. "Anatolia, Turkish Heavy Metal and Beyond: Pentagram’s Role as a Mending Wall" başlığını taşıyan sunum, hem katılımcıların hem de metal müzik araştırmacılarının yoğun ilgisini çeken başlıklardan birisiydi.

Sunumda, grubun 1980’lerin sonunda İngilizce sözlü thrash metal üretimleriyle başladığı serüvenin, zamanla Anadolu’nun melodik yapısına, halk şiirine ve geleneksel enstrümanlara yöneldiği bir sürece nasıl evrildiği tartışıldı. Özellikle Unspoken albümündeki "Vita es Morte" parçası, grubun thrash çizgisini koruyarak ulaştığı müzikal olgunluğun bir göstergesi olarak öne çıktı.
Bu örneğin ardından thrash çizgisine rağmen kapanışında Mehter Marşı’na yer veren “No One Wins the Fight” parçasına da değinildi. Grubun yerel motiflere yöneliminin ise 1997 tarihli üçüncü albüm Anatolia ile daha belirgin hale geldiği ifade edildi. Ney, bağlama ve saz gibi enstrümanların da bazı şarkılarda müzikal yapıyı doğrudan taşıdığı hatta “Gündüz Gece”, “Anatolia” ve “1000 in the Eastland” gibi parçalarda bu sentezin stüdyo kayıtlarıyla sınırlı kalmayıp sahne performanslarında da kendini gösterdiği belirtildi.

Şarkı sözlerinde halk edebiyatı ve tasavvuf geleneğiyle kurulan bağ da öne çıktı. 2002 tarihli Bir albümünde Aşık Veysel ve Aşık Dertli’nin dizelerine yer verilerek Anadolu’nun sözlü mirasının metal müziğe taşındığı vurgulandı. Albümün grubun daha geniş bir dinleyiciye ulaşmasına kapı araladığı ve Pentagram’ı sahne dışında da kültürel tartışmaların parçası haline getirdiği ifade edildi. Mülazımoğlu, özellikle "Şeytan Bunun Neresinde" ve "Bir"in, dönemin Türkiye’sinde metal müziğe yöneltilen tepkilere karşı, halk müziğinden aldığı gücü modern sound’la birleştirerek sembolik bir duruş sergilediklerini belirtti.
Sunumda öne çıkan noktalardan biri de, Robert Frost’un “Mending Wall” şiirinden alınan “mending wall” metaforuydu. Mülazımoğlu, bu kavram aracılığıyla Pentagram’ın Doğu ile Batı, yerel ile küresel, geleneksel ile modern arasında kurduğu dengeye işaret etti. Bu yaklaşım, salondaki dinleyiciler tarafından da özellikle ilgiyle karşılandı.

Bu sunum sayesinde Pentagram’ın kültürel ve müzikal mirası uluslararası akademik platformda yeniden ele alınırken Türkiye’de uzun süredir görünürlükten uzak kalan metal müzik çalışmaları da uluslararası bağlamda tartışmaya açılmış oldu. Yerli müzik sahnesine dair araştırmaların da önünü açan bu sunum metal müzik alanında çalışmak isteyen araştırmacılar adına da ilham verici bir örnek teşkil etti.
Comments