Robert Plant: “J.R.R. Tolkien, Karanlık Çağların Kapısını Araladı”

Rock müziğin yaşayan efsanesi Robert Plant, geçtiğimiz günlerde Stephen Colbert’in “The Late Show” programına konuk oldu. Programda yeni albümü Saving Grace’ten bahseden Plant, aynı zamanda J.R.R. Tolkien hayranlığını da dile getirdi.

Saving Grace ve “Anglicana”

Plant, Saving Grace’i “Amerikan kök müziğiyle İngiliz halk ezgilerinin buluştuğu bir albüm” olarak gördüğünü söyledi. Allison Krauss’la yaptığı ortak çalışmalardan sonra roots music türüne daha da yaklaştığını belirterek “Eskiden hep Blues ve R&B dinlerdim ama sonra bu müziklerin başka kültürlerdeki yankılarını duydum. Şimdi bunu İngiltere’ye taşıdım. Adına Anglicana diyorum,” diye de ekledi.

Tolkien ve Orta Dünya Bağı

Programda Colbert, Tolkien’in çocukluk ve gençlik yıllarını geçirdiği West Midlands bölgesinin, Plant’in halen yaşadığı yerle aynı olduğuna dikkat çekti. Plant, bunun kendisi için ne kadar önemli olduğunu ise şöyle anlatıyor:

Bunun için annemle babamı suçluyorum. J.R.R. Tolkien bana o karanlık çağ tarihinin kapılarını açtı. O hikâyelerdeki yerler, benim yaşadığım bölgelere çok yakındı. Ailem farkında olmadan beni o manzaraların içinden geçirirdi. O topraklarda, otoyollar yapılmadan önceki çağların izleri hala okunabiliyordu. Tolkien bunu mükemmel bir şekilde yakalamıştı.

Colbert’in “Led Zeppelin şarkılarında Tolkien’in etkisi var mıydı?” sorusu karşısında Plant, gülümseyerek verdiği kısa “Evet” yanıtıyla söylentileri doğrulamış oldu. Röportajda şarkı isimlerinden bahsetmese de, Led Zeppelin’in “Ramble On”, “The Battle of Evermore” ve “Misty Mountain Hop” gibi parçalarının Tolkien’in dünyasından ilham aldığı biliniyor. Plant, o dönemde grubun diğer üyelerinin bu göndermelerin farkında olmadığını da ekledi.

“Tolkien o zamanlar biraz unutulmuş gibiydi. The Hobbit ve The Lord of the Rings çok daha eskiydi, o yüzden bu tür göndermeler kimsenin dikkatini çekmedi.”

Plant ayrıca Tolkien’in kültürel etkisinin sadece edebiyatta değil, Britanya’nın batısındaki halk mitlerinde de hissedildiğini vurguladı:

“İngiltere’nin batısına itilmiş, İngilizlerden çok Britanyalı olan bir kültür var. Efsanelerle, biçim değiştiren hikayelerle dolu bu gelenek hala orada; evimden sadece birkaç mil ötede hissedebiliyorsunuz.”

Röportajı aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz: