Architects bugün 15 şarkıdan oluşan yeni Albümü 'For Those That Wish to Exist'i yayımladı. Tanımayanlarımız için, 2004 yılında İngiltere’de kurulmuş olan Architects, 1990’lı yılların sonuna doğru ortaya çıkan Metalcore genre’sında müzik yapıyor. Birçok metalcore grubu zamanla çizgilerinden sapmış yada ortadan tamamen kaybolmuş gruplar olsa da Architects zamanla aynı çizgide kalarak kendini geliştirmeyi başarabilmiş bir metalcore grubu. For Those Who Wish to Exist albümünü dinlerken önceki albümlerden farklı olarak Sam Carter’ın screamlerini daha az duyuyoruz ancak sesinin de eskisi kadar güçlü olduğunu söyleyebiliyoruz.
Animals ve Black Lungs şarkılarında kısa süren bir intronun arkasındaki 1 saniyelik sessizlikten sonra güçlü riff girişleri dinleyenlerde bir heyecan uyandırıyor. Goliath şarkısında Biffy Clyro ve Marmaduke Duke gruplarıdan tanıdığımız Simon Neil’ın Sam Carter ile uyumunu hissetmemek mümkün değil. Albümdeki bir diğer sürpriz isimse Little Wonder şarkısında karışımıza çıkıyor; Royal Blood grubundan tanıdığımız Mike Kerr. Little Wonder’ı dinlerken alt yapıda kullanılan bazı elektronik segmentlerin Bring Me The Horizon’ın Sempiternal albümünde kullandığı elektronik segmentler ile benzerlikleri benim biraz dikkatimi çekti.
Albümde gördüğümüz son ortak çalışma ise Impermanence şarkısında Parkway Drive’ın solisti olan Winston McCall ile olmuş. Winston McCall’u şarkıda ‘’breakdown’’ olarak adlandırılan kısımda (enstrumanların molalarının olduğu kısım) duyabiliyoruz. Genel olarak baktığımızda ise elektro gitarlar birçok metalcore grubunda olduğu gibi elektronik soundların altında ezilmiyor oluşu hem albümün hem de grubun öne çıkmasını sağlıyor. Architects davulcusu Dan Searle For Those Who Wish to Exist albümünde akustik ve elektronik segmenteleri iyi dengeleyebilmiş, kaldı ki bir çok metalcore grubu bu segmentleri dengeleyemedikleri için çizgilerinden zamanla saptılar. For Those Who Wish to Exist albümü birçok metalcore dinleyicisini memnun etmiş gibi görünüyor ancak bazı Architects dinleyicileri bu elektronik-akustik segment dengesi değişimden ve Sam Carter’ın çığlıklarının artık daha az olmasından pek hoşlanmamış olsalar da bizce başarılı bir albüm çalışması olmuş. Siz neler düşünüyorsunuz?
Kritikzine Puan: 7,5 / 10
YanıtlaYönlendir
Comments