Hardcore punk türünün öncü grubu Discharge ve 2016 çıkışlı son stüdyo albümleri End of Days.
1977’de kurulan ve birçok gruba ilham veren Discharge, o dönemin punk rock gruplarından esinlenip onlardan daha sert müzik yapmasıyla kendine bir yer edindi. Henüz metal alt türleri tam olarak oluşmamışken, daha sonra Crossover Thrash denecek türü ilk icra eden gruplardan biriydi. İlerleyen yıllarda birçok Thrash Metal, Crust Punk, Grindcore ve hatta Black Metal gruplarına ilham verdiler. Hatta dolaylı etkileri daha fazladır, hardcore müziğin metalcore’u ortaya çıkarması gibi kelebek etkisi durumlar da var fakat doğrudan icat ettikleri bir alt tür de var; D-beat! İsmini Discharge’ın baş harfinden alıp, Discharge tarzı davul paternlerinin kullanıldığı ve lirikal temanın da benzerlik gösterdiği şarkılar bu kategoriye dahil ediliyor.
Orijinal üyelerin değişimiyle 80’li yıllarda bir süre heavy metale yanlama gafletinde bulunan yeni Discharge, 87’de tamamen dağıldı. 90’larda orijinal üyeler Tazz ve Bones yani Robert kardeşler olmadan bir reunion denendi, heavy metal tarzından vazgeçemedi ve 99’da grup tekrar dağıldı. Orijinal üyelerle 2001’de bir araya gelindi, D-beat’e geri dönüldü, thrash metale tekrar göz kırpıldı. 2014’te Tazz bateriyi bırakıp gitarı eline alınca, grup ilk defa 5 kişilik kadroya ulaştı ve günümüzdeki kadrosu oluşmuş bulundu. 2016 yılında da bu kadro ile ilk (ve şimdilik tek) albümlerini yayınladılar.
End of Days, 80’li yılların agresyonunu ve daha önemlisi, doğrudan mevzuya girme anlayışını geri getirmiş. Şarkıların lirikal teması tahmin edebileceğimiz gibi politik, alttan alttan anarşik mesajlar vermekte. Otorite, savaş, istismar, yolsuzluk gibi aslında bizlerin de her gün gördüğü, maruz kaldığı ve değiştiremediği garabet olaylar anlatılıyor. 40 yılı aşkın süredir Discharge’ın teması da, dünyadaki yolsuzluklar da değişmemiş özetle.
Açılış parçası New World Order, toplama kamplarından bahsediyor. Aslında albümdeki şarkıların çoğunu thrash metal veya speed metal niyetiyle de dinleyebiliyoruz, bu da öyle bir parça. En çok stream alan parça durumunda ayrıca.
Raped and Pillaged, bir iki cümlelik verse ve bol tekrarlı tek cümlelik nakaratlı şarkı yapısının ilk örneği. Kitle imha ve dünya kaynaklarının göz göre göre yağmalanışını anlatıyor.
End of Days, introsunda bir ses kaydı ile başlıyor. Orijinal sesin nereye ait olduğunu bulamadım, bilen varsa aydınlatabilir. “Eğer bir nükleer saldırıya maruz kalırsak, bilmeniz gereken uyarı sesleri şunlardır. İlk olarak saldırı uyarısı.” cümlesinden sonra Discharge şarkıya giriyor. Bum pap parapapa bum pap parapapa şeklinde yazıya dökebileceğim o D-beat’in güzel bir örneğini duyuyoruz.
The Broken Law, kanunların aslında kanunsuzlardan yana olduğunu (şu sıralar bana çok tanıdık gelen bir durum acaba neden xd) anlatıyor. Albümde tempo olarak en düşük şarkı sanırım kendisi. Gerçi bu bile 127 bpm tempoda seyrediyor.
False Flag Entertainment, benim albümü dinlerken atladığım bir şarkı. Nakaratı hoşuma gitmiyor belki de vokal tarzından ötürü. Sanki albümün genel sounduna uymuyor gibi belki de ben gaflete düştüm dümdüz şarkıyı böyle değerlendiriyor olabilirim. Medyanın çürümüşlüğünü özetliyor.
Meet Your Maker, albümün tek uhrevi şarkısı. Ölümü anlatıyor, tanrının da varlığından bahsediyor. Gerek var mıydı Discharge abilerim bilemedim. Sözlere kulak asmayıp bateriye foküs olarak dinlediğim bir parça, hatta bir de gitar solosu var.
Hatebomb, net bir şekilde favori şarkım. Favori grubu Hatebreed olan ben, şarkı veya grup isminde “hate” kelimesi geçen neredeyse her şeyi beğeniyorum. Sound olarak en çok beğendiğim parça ayrıca nakarat sonrası bir geçiş, kallavi bir gitar solosu, yeniden nakarat, bir verse daha ve nakarat ile çıkış gibi ‘normal’ sayılabilecek bir şarkı yapısına sahip. Hardcore punk’dan gelen safi enerjiyi de muhafaza etmiş. Sistemsel çürümüşlük gibi hepimizin hayatını perişan eden durumların bizi birer nefret bombasına dönüştürmesini anlatıyor. Biz de yaşadığımız coğrafya gereği apolitik kalma lüksüne sahip olmayan insanlar olarak istemesek de bu nefret ile besleniyoruz. Nefretten patlama noktasına geldiğinizde dinlenebilecek en iyi şarkı olabilir. Yazar tavsiyesidir, mutlaka kulak verilmelidir.
Infected, punk enerjisini en çok hissettiren parça. Uyuşturucu bağımlılığından bahsediyor. Kamu spotumuzu da ekleyelim, uyuşturucudan uzak durunuz. Yanılmıyorsam albümdeki en uzun gitar solosu bu parçada bulunuyor.
Looking at Pictures of Genocide, yine klasik bir D-beat örneği. Soykırımı anlatıyor (o nasıl bir tespittir üstad!). Bu parça bana Sodom’un war metal türündeki şarkılarında olan lezzeti verdi, özellikle Ausgebombt. Kritik yazısını yazmaya başladıktan sonra dinledikçe daha çok beğendim, listeme de ekledim. Önceki şarkılar için de geçerli olan thrash metale yakınlık yine had safhada.
Hung Drawn and Quartered, doğru söyleyenin dokuz köyden kovulduğunu (hatta idam edildiğini) anlatan bir şarkı. Drum paterni The Exploited’ın Fight Back şarkısıyla inanılmaz benzerlik gösteriyor. Zaten iki albümün de tarzları bayaaaaaaaağı bir benzerlik gösteriyor ama bu şarkı çok büyük bir ortak paydada buluşuyor. Bu benzerlik, sıradaki albüm kritiğim için bir ilham vermiş olabilir. Crossover thrash türünde en çok sevdiğim iki albüm olmuşlardır, en azından şimdilik.
Population Control, tam olarak isminde olduğu gibi devletlerin nüfus kontrolü politikasından bahsediyor. Laboratuvarda üretilen bir pandemi olduğunu ve salıverilmek için beklediğini söylüyor, ve albümden yaklaşık 4 sene sonra bu senaryoyu birebir yaşadık gerçekten. Yoksa Discharge bir üst akıl mıdır??
The Terror Alert, hepi topu 3 cümleden oluşmasına rağmen yine bu bedbaht halk olarak yaşadığımız terör sorununu gözler önüne seriyor. Albümü lirikal olarak inceledikten sonra önümüzdeki genel seçimlerde oyumu Discharge’dan yana kullanmaya karar verdim.
Kapanış parçası Accessories by Molotov - Pt. 2, grubun kendi ismini verdiği 2002 çıkışlı Discharge albümündeki parçanın bir remixi gibi ama ilginçtir ki bu 2002 albümünde de aynı şarkının bir remixi var. Şarkının grup için nasıl bir ehemmiyeti var çözemedim doğrusu ama bana normal bir Discharge parçasından farklı gibi gelmedi. Belki grubun eski hayranları için daha anlamlı bir şarkı seçimi olabilir fakat benim için bir anlam ifade etmedi. Daha güçlü bir kapanış benim bünyeme daha iyi gelirdi.
İki elde iki bira ile circle pite girip pogo yapmak gibi, bünyeye ham enerji basan bir albüm. Yolsuzluk yapanları ve suçluları gönlümüzce öldürebildiğimiz bir dünyada yaşıyor olsaydık, bu albümü dinleyerek infazcılık yapabilirdim. Temposu hiç düşmeyen, başından sonuna kadar ölümlü kazaya sebebiyet verme yakıtı olan bu albümü en öfkeli anlarınızda dinlemeniz tavsiye edilir.
Comentarios