top of page
  • Yazarın fotoğrafıAlperen Gürsoy

Psychostick - We Couldn't Think of a Title / Albüm İncelemesi

Komedi metal türünün bayrak taşıyan grubu Psychostick, 2003 yılında ilk stüdyo albümü olan “We Couldn’t Think of a Title” isimli albümünü yayınladı. Albüm için isim düşünemedikleri için albümün ismini “Albüm İçin İsim Düşünemedik” olarak belirlemişler ve ilk şakayı patlatmışlar henüz albüm başlamadan.


Psychostick’in komedi tarzı diğer komedi rock / satirik metal gruplarına göre biraz değişik. Şarkılarında mecaz anlatıma hiç yer vermeyen grup, her şarkısında farklı bir konuya, farklı bir temaya değiniyor ve bunu da dümdüz sözler yazarak yapıyor. Müzikalite ise beklenmedik derecede iyi. Aşırı iyi bir groove metal parçasının üzerine mizahi yaklaşımlı sözler yazan bir grup hayal edin. Psychostick aşağı yukarı bu hissi yaşatıyor. Genelde yüksek tempo, blast beat, slap bass ve agresif vokali bir araya getirip karşımıza çıkan grup, nadiren ballad denebilecek yavaş ve hayatı sorgulatacak şarkılar da yayınlamış.


Sadece bu albüme özel olmamakla birlikte, Psychostick dinlerken sözlerini okuyarak dinlemenizi öneririm. Yaklaşık 2 senedir üzerine mesai harcayıp bu grubun tüm albümlerini dinlemeyi planlıyordum, uygun bir zaman dilimi denk getirip bu projeyi de tamamlamış oldum. Aynı adanmışlığı göstererek maksimum verimi alabilirsiniz.

 

Albümün açılışında vokalist Rob, testislerini kaşıyarak karşılıyor bizleri. Evet gerçekten. Scrotal Torment parçasında, kalabalık içerisinde gelen testis kaşıntısının, birey üzerinde ne kadar zorlayıcı bir etki yarattığı anlatılıyor. Groove metal’i ve funky bass sound’unu hissettiren parça tatlı bir açılış yapıyor albüme.


Two Ton Paperweight şarkısında Rob, arabasının sürekli bozulduğunu ve kendisini yolda bıraktığını, bu yüzden arabasından ne kadar nefret ettiğini anlatıyor. Arabasının ölmesini istiyor, kurtulmak istiyor. Arabası yüzünden intiharı bile düşündüğünü anlatıyor. Metalcore nakaratlı bu parça, rabbim kimsenin başına kronik bozuk bir araba vermesin diye düşündürüyor. Şarkının sonunda Rob dayanamayıp arabasını parçalamaya başlıyor.


No Pun Intended isimli 6 saniyelik şarkıda Rob, ishal olduğunu ve bir kaza yaşanmadan önce tuvalet bulması gerektiğini söylerken, şarkının 6. saniyede kesilmesinden de anlayacağımız üzere kötü bir deneyim yaşanıyor. Gerçekten şarkıda hiç mecaz yapılmamış…


Why, Oh, Why? ise bateristin blast beat çalmaya başlamasına rağmen, Rob’un davullardaki Alex’i uyarması üzerine yavaşlıyor, sıradaki şarkıda çalabilirsin bu parça yavaş bir parça diye bizlere de bir ipucu veriyor. Şarkı aslında bir aldatılma şarkısı. Bahsettiği hanım onu “en iyi arkadaşı, kardeşi, babası, diğer kardeşi, onun en iyi arkadaşı, o herifin de kardeşi, her cumartesi çimleri biçmeye gelen ve omzunda acayip müthiş iyi görünen bir ejderha dövmesi olan eleman” ile aldatmış. Her ne kadar nefret etse de, aldatılmış olsa da onu hala sevdiğini söylüyor. Yürekler burkulmuş şekilde devam ediyoruz.


PLUH! Güzel bir açılış ve funky bass ile bizi karşılayan parça, nu metal havasında devam ediyor. Şarkıda anlatılan şey, her durumda “PLUH” kelimesinin kullanılmaya uygun olması. Cümlenin ortasında söyleyeceğin şeyi mi unuttun? Tek söylemen gereken şey PLUH! Şarkının ortasında turntable scratch’leri duyan vokal Rob, şu zımbırtıyı müziğimizden uzak tutun diye tepki gösteriyor, sanırım kendisinin hip-hop ile pek arası yok. Albümü tekrar tekrar dinlemeye devam ettikçe bu parça favorim olmayı başardı. Yani özetle, Pluh.


Ve işte o geliyor. Albümün, hatta grubun en başarılı şarkısı, BEER!!! “Beer is good, beer is good, beer is good, and stuff!” Detay vermeye gerek duymuyorum, çünkü içinden geldiğince bira öven bir parça. Ayrıca bir de müzik videosu vardır ki, evdeki imkanlar ile Adobe Flash kullanılarak bir animasyon yapılmış, görülmeye değer. Haydi bira içmeye gidelim!


Prozak Milkshake isimli o gububet parça… Esasen 7/24 derdo gezen insanlara hitap eden şarkılar yapan gruplara yönelik bir ironi. Annesi +18 bir filmi sinemada izlemesine izin vermediği için üzgün olduğunu anlatarak başlayan şarkı, kişinin kendine duyduğu nefret ile devam ediyor. Sound olarak herhangi bir melankolik temada müzik yapan metal / rock gruplarını aratmıyor. Şarkı bittiğinde ise gerçek bir depresyon şarkısı olmaya aday bir içerik olduğunu gözlemleyebiliyoruz.


Throwin’ Down parçası temel olarak bir toksik ilişki tasviri. Biz tabi ki olayın erkek tarafını dinleyebiliyoruz. Kadın kişinin sadece telefondan sesini duyabiliyoruz, genelde erkeği bezdiren cümleler zikrediyor. Parçayı icra eden abimiz ise bu ilişkiden ve özellikle de sevdiceğinden iyice bezdiğini ifade ediyor. Ne yaparsa yapsın yeterli olmadığını anlatıyor. Klozet kapağını indirmediği için kavga etmiş olmaları da sanırım bu toksik ilişkinin final noktasını ifade ediyor. Rabbim kimseyi toksik ilişki ile sınamasın :’)


I Hate Doing Laundry tam olarak şarkı isminde belirtildiği üzere, kişinin çamaşır yıkamaktan nefret ettiğini anlatıyor. 25 saniyelik şarkının yarısında, ayrıca bulaşıkları da yıkamak zorunda olduğunu hatırlayıp, bu sefer de nefretini bulaşık yıkamaya yöneltiyor.


Largiloquent Dithyramb, sürekli olarak aksak ritim çalan, progresif metal taklidi yapmaya çalışırken gerçekten çok iyi bir progresif metal olmuş bir parça. Şarkı ismi ise, herhangi bir konunun gereğinden fazla kelimeler ile anlatılmasını eleştiren kelimeler bütününden oluşuyor. Şarkının resmi olarak yayınlanan sözleri şu şekilde,


“Dog food

Tastes good

With cheese”


Yaklaşık 4 dakikaya yayılmış olarak bu efsane sözleri dinliyoruz. Kalite yine çok yükseklerde.


Orgasm = Love, yine mecaza kaçılmadan, şarkının isminde şarkının özetine yer veren bir parça. Orgazm = Aşk görüşünü savunan arkadaşımız, seks ile ilişkili her şeyin aşk ile eşit olduğu görüşünü benimsiyor. Kendilerinin ciddi ilişki adamı olmadığını anlamamız pek zor değil. Müzikal olarak ise bir indie rock havasında, sessiz ve sakin. İkinci bir açıp dinlemeyi hak ediyor mu emin değilim.


Önceki parçanın yavaşlığı ile dinleyiciyi uykuya gönderdiğini fark eden grup, hemen ardından Good Morning şarkısı ile bizleri uyandırmaya çalışıyor. “Ranz des Vaches - Call to the Dairy Cows" melodisi ile başlayan şarkı bir anda bangır gümbür bir hal alıyor. Belki de alarm müziği olmak için tercih edilebilir.


In A Band to Get Chicks, ezik bir adamın, hatunları tavlayabilmek için geçirdiği dönüşümü anlatıyor. Reddedilmekten bıkmış bir adam, bir müzik grubuna giriyor. Bu onun “gacılarla yatma” planının birinci aşaması oluyor fakat bu plan da tam anlamıyla başarıya ulaşamıyor. Psychostick’in frontmani olduğunu söylemesine rağmen, hanımefendilere doğrudan ‘hadi seks yapalım’ teklifi ile gittiği için yine red yemeye devam ediyor.


Fake My Own Death and Go Platinum, albüm satışlarını artırmak için ölü taklidi yapan Rob’un hikayesini anlatıyor. “Sanatçılar öldükten sonra değere biner” görüşünü benimsediği için, albümlerinin platinyum klasmanına girmesi için ölü taklidi yapıyor. Verse arasında Eminem’i de poser olmakla suçluyor. Yürüyen bir ölü adamın şarkısı, projede başarıya ulaşmış gibi lanse ediliyor, ama sanırım gerçekten ölü taklidi yapmaya cesaret edememişler.


ABCDEath, alfabeyi öğreniyoruz!!!!! Cidden, bayağı bildiğin alfabeyi öğretme şarkısı. İngilizce’de kullanılan alfabeyi ezbere bilmiyorsanız, bu şarkıya bir kulak vermenizi öneririm.


Jagermeister Love Song, yine slow bir indie rock şarkısı olacak gibi başlamasına rağmen, sarhoş oldukları için yine bir metal şarkısı yapmak zorunda kalmışlar. Alkol varsa aşk da vardır. Jager shot atacağınız zamanlarda sizin için güzel bir tema şarkısı.


Albümün kapanış parçası Hokey Fucking Pokey, bir metalcore / deathcore havasında. Bateri özellikle çok iyi iş çıkarıyor. Bir adet de gitar solosu mevcut. Şarkıda sadece Hokey Pokey dansı anlatılıyor, bu yüzden kişisel görüşüm biraz tırto bir parça olduğu yönünde.

 

Yaklaşık 1 saatlik albümün finalini daha görkemli bir şekilde yapmış olmalarını dilerdim. Puanlama konusunda pek objektif davranamadığım için bu kısmı geçiyorum. Psychostick diskografisi içerisinde en iyi albüm diyemem. Fakat bir debut albümü olduğunu düşündüğümüzde gerçekten kıymetli ve çok başarılı bir çalışma. Pluh, Beer! ve ABCDEath şarkıları için müzik videosu mevcut, fakat her biri çok kısıtlı imkanlarla, kendi imkanlarıyla yapılmış. Nostalji kuşağı gibi izleyebilirsiniz. Keyifli dinlemeler.




0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page