top of page
  • erdem.a.gok

Soykıran'ın Senfonisi: Kurban - Sahip Albüm İncelemesi


Grubun 99'dan beri yaptığı eğlenceli ve kaliteli müziğinin yanında sert tonlara da "hakim" olduğunu gösterdiği, yozlaşanlara kalemini bir kılıç gibi kullandığı, melodik olarak diğer albümlerden bana göre kalite olarak da sıyrıldığı bir albüm. Gerek gitar motifleri gerek bu gitar motiflerine yaratıcı eşliğiyle yazılan davul partisyonları, üzerinde gezinilen iskeleti oluşturan bas motifleri, ilginç vokal melodileri ve sert sözleriyle Kurban'dan "Sahip" albümü sizlerle!

Hakim

İşte bahsettiğim tonlar bunlar, direkt olarak agresif şekilde açılıyor albüm. Muhteşem bir gerilim ve enerji mevcut. "Tokmak iner ses kesilir, çok konuşan baş ezilir." sözleriyle de bu enerji yönünü de belli ediyor.

Melodik açıdan belki algılanacak çok şey sunuyor ama her bir ögeye ayrı ayrı odaklandığınızda bir bütün oluşturduklarını anlayabiliyorsunuz. Görece kısa olan şarkı açılış için muazzam bir tercih.

İfrit

Albümün en bilindik şarkılarından. Aynı yüksek enerjiyle başlayan şarkı verse'ü ile bu hareketlilikten kaynaklı enerjiyi, ritmik ve melodik oyunlarla gerginleştiriyor bana kalırsa. Sözü geçen "ifrit"e duyulan saygıdan bahsedilirken de muazzam bir eleştiri söz konusu. "Ruhunu bana satanlar gelip benden alsınlar, iradeden yoksunlar oyları bana atsınlar" nakaratında çok gizli bir şey yoktur diye düşünüyorum.

Outro'da ise grubun bu zamana kadar alıştığımız farklı bir partisyon kullanışı da bu enerjiyi Güneş parçasından önce dağıtan bir unsur olmuş.

Güneş

Ballad vari girişinde ilk albümlerden esintiler mevcut bence. Özellikle vokal melodisi bana İnsanlar albümünü hatırlatıyor. Grup burada sadece İnsanlar, veya sadece Sahip albümünden şu ana kadarki tınılara takılıp kalmaktansa bir sentez oluşturabilmeyi başarmış bu şarkıda. Bölümler arası geçişler oldukça agresifken, bölümlerin kendileri daha uysal duyuluyor bana sorarsanız. Bu kontrast hiç sırıtmamakla beraber şarkıya devinim katıyor. "Kan kırmızı bir ağaç var ya, adam bekler tam altında. Söz dinlemez bir el var ya, sonu başlatır günahlarla." Soykıran

Net favorilerimden bir tanesi. İlk iki parçanın enerjisini anında geri getirirken Güneş'in sakinliğini de taşımayı başarıyor parça. Verse'teki bütün melodik karmaşıklığa rağmen sözlerin anlaşılır olması bence albümün genel yaklaşımının bir özeti niteliğinde. Agresif ve hareketli motifler üzerinde temiz, anlaşılır eleştiriler ile yaratıcı bir bütün var ortada, çok değerli. Parçalar ilerledikçe başına göre değişen tansiyonu, enerjiyi de duymak mümkün bana sorarsanız. Gittikçe celallenen bir tepki, gittikçe agresifleşen bir öfke var albümün karakterinde. Sahip

Albüme ismini veren parça bizi yine Güneş şarkısı gibi 2004'e götürüyor. Bu bağlamda da keyifli bir denge var albümde, yansıtılan herhangi bir duygunun, gerilimin önüne "aşırı, fazla" gibi sıfatlar getirmek oldukça zor bence. Bütün agresiflik ve uysallık belki, hem bir zıtlık olarak hem de bir bütün olarak aynı anda sunulabilmiş albüm genelinde. Çok beğendiğim bir yaklaşım şahsen. Yobaz

En çok öne çıkan parça olsa gerek albümde, nedenini tabii ki anlayabiliyoruz. Motiflerinde gösterdiği sert agresyonu, bu kez bence komple sözlerine taşıyan grup, şu ana kadar yoğunlukta kullandığı ritmik verse yaklaşımından da vazgeçmiyor.

Oldukça kompakt bir şekilde vermek istediği mesajları verip dinletmek istediği motifleri dinletip ve hatta yansıtmak istediği duyguları da yansıtıp oluşturduğu yapının içinden bir anda çıkıp başka bir parçaya bağlıyor işi grup. Bu dizelerin hepsini buraya yazmak geliyor insanın içinden, sizden ricam eğer hiç dinlemediyseniz (zaten halihazırda çok şey kaybediyorsunuz) bir şans verin, buna değer; eğer dinleyiciyseniz de bir kez de bu yazıyı okuduktan sonra dinleyin, umarım birkaç bakış açısı kazandırabilmişimdir size.

Son Emir

Albümün öne çıkan parçalarının İfrit ve Yobaz ile sınırlı kalması çok üzücü, özellikle böyle bir eser varken. Bu kez ritmik olarak algılanacak çok fazla komplike hareket sunmayan bir verse dinlemiş olsak da işin içine oluşturulan iskeletin sağlamlığı giriyor. Şarkıya devinim kazandıran hareket ise kendi üzerindeki tempo kontrolü oluyor. Aslında tempo demek yanlış, tempo hissiyatı diyelim. Bu hissiyatı partisyonlar arasında değiştirip işin içerisine bir ivme katan, yerine göre de bunu frenleyebilen grup, bu yapının üzerinde, yapıya destek veren az vurgulu gitar motifleriyle devam ediyor. Bu iskelet üzerinde duyduğumuz temiz vokaller, halihazırda uygulanan yaklaşımların bir kısmının da tutulduğunu gösteriyor. "Korkutun ki tapsınlar, kaçan varsa vursunlar; Günahsızsa yaksınlar, saklanan varsa vursunlar." nakaratı, "son emir"in ta kendisi.

Das Motiv

Albümün yine en sevdiğim parçalarından. Bence çok kritik bir parça çünkü tam şu ana kadar dinlediğimi şarkılarda, albümün ne anlattığı, neler anlatmak istediği, genel şarkı yapısı vb. özelliklerini bir nebze anladığımızı ve tahmin edebileceğimizi düşünürken böyle bir şarkı çıkıyor önümüze. Bir kere bir noktada açık açık gösterdiği eleştirel tavrını bırakan sözler, bu zamana kadarki agresyon seviyesinin altında oluşturulan motifler, daha düşük tempolu, algılanacak daha az unsur sunan bir parça. Bu parça ile albümün son düzlüğünde dinamikler değişiyor, bu yüzden kritik olduğunu düşünüyorum. Parçanın benim gözümdeki albümdeki yeri ve önemini anlatabildiysem ne mutlu, böyle bir değişimin melodik unsurları üzerine yorum yapmayayım ki siz de belki farklı düşünceler üretirsiniz.

Mesih

Bahsettiğimiz değişen dinamikler bence bir noktada burada devam ediyor. Muazzam bir parça daha. Albüm boyunca hiç olmadığı kadar vurgulu motiflerle, sağlam adımlarla yapıyor girişini. Daha sonra beni yine İnsanlar albümüne götürüyor vokal melodisi ve altındaki tiz gitar motifleriyle. Daha sonrasında sound bazında genişleyerek devam eden şarkı girişteki sağlam adımların üzerine vurguları destekleyen vokal melodisiyle nakaratını oluşturuyor, ve bence das motiv ile beraber şu ana kadar dinlediğimiz parçalardan farklı bir şeyler sunuyor bizlere. Bir noktada belki her şarkının başka bir karakterden bahsettiğini düşünebiliriz. Albümün parçalarını belli bir sıraya koymak gerçekten imkansız, favorilerimden biri daha kesinlikle.

Misafir

Tahmin edin... Evet! Yine favorilerimden bir tanesi. Güneş parçası kadar agresiflikten uzak, yine güneş parçası kadar sert, bize bu dünyada bir misafir olduğumuzu hatırlatan, sözleri oldukça hoşuma giden değişken bir parça. "Çok eski bir dostuyum diyen bir adam gün gelir kapımı çalarsa benim için öldü deyin; Güzel yüzlü sert bakışlı zor bir kadın derse geldim anılarla seni çoktan gömdü deyin." Özellikle melodisiyle beraber dinleyince daha da çok sevdiğim bir parça, ilerledikçe dinamiklerinde değişiklikler olması, sakinleşmesi, sürekli devam eden belirli bir gitar figürünün olması gibi sizi rahatlatan, aniden hareketlenmesi ve bu hareketli kısımların görece sert olması gibi sizi rahatsız eden kısımları da mevcut. Yaratılan kontrast ve devinim bana bir yolculuğu çağrıştırıyor. Çok çok iyi.

Ateş Var Mı?

Her şarkıda farklı bir karakterden bahsedildiğini bize komik ve oldukça sert bir dille gösterip gördüğümüz, duyduğumuz düzeni eleştiren, alaycı dilden sakınmayan bir diyalogla bitiriyoruz albümü, üzerine de albümden sonra kalan bütün agresifliğini döken grup bize de bazı şeylere karşı tepkili olmamız gerektiğini hatırlatıyor gibi.


İnanılmaz bir albüm olduğunu söylemek mümkün, yazıdan da anlaşılacağı üzere ben de oldukça seviyorum :). Kurban gibi bir değeri kaybetmek oldukça kötü olsa da yaptıkları işleri biliyor olmak ve umarım bilinmesine, yayılmasına yardımcı olmak da muhteşem bir keyif. Bırakılan bu izi taşımaya, dinlemeye, dinlettirmeye, takdir etmeye ve işten öğrenmeye devam etmek dileğiyle. Esen kalın!


0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page